Eğriboz Adası, Yunanca £woia, eskiden euboİa, Yunanistan’ın Girit’ten sonra en büyük adası. Ege Denizinde yer alır. Kuzeybatısındaki Skiros Adasıyla birlikte, merkezi Khalkis olan Evvoia ilini (nomös) oluşturur. Coğrafi olarak bir parçası kabul edildiği Yunanistan anakarasından Eğriboz Körfeziyle ayrıhr. Attika, Boiotia, Phithio- tis ve Magnesia illerinin kıyıları boyunca uzanır, Khalkis’in bulunduğu noktada anakaraya dokunacak kadar yaklaşır. Yüzölçümü 3.657 km2, kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzunluğu 180 km’dir; genişliği ise 6,5-48 km arasında değişir. Ada, Tesalya Masifinin bir uzantısıdır. Başlıca sıradağlar verimli ovalarla birbirinden ayrılır. Kuzeydeki en yüksek doruklar Khirön (991 m) ve Telethrion (970 m) dağlarıdır. Dağlar, Telethrion’dan doğu kıyısına yönelir. Orta kesimdeki Dirfis Dağı 1.740 m; güneydeki Okhi Dağı ise 1.397 m yüksekliktedir. Doğu kıyısı kayalıktır ve doğal Uman bulunmaz. Antik Çağda Ege’nin kuzeyinden Atina’ya giden gemiler, güneydoğu kıyısında bulunan Kafirevs Burnunun tehlikeli oluşu nedeniyle kıyıyı izlerlerdi. Eğri- boz’da akarsu azdır; Khalkis’in güneyinde Lilas Irmağı akar; ırmağın verimli ovasında yaşayanlar, Antik Çağda at yetiştiriciliği konusunda Khalkis ve Eretria kentleriyle yoğun bir rekabet içindeydi.
Adadaki ilk yerleşim, Yunanistan’ın orta kesiminden Tunç Çağı kültürünü getiren Abantlarca kurulmuştur. Antik Çağ edebiyatında Mekris, Dolikhe, Abantis ve Hello- pia gibi birçok adla anılır. Hellopia adı kuzeyde yaşayan, Hellopelerden gelir. Adanın orta kesimine İonyalılar, güneyine Dryoplar yerleşmişti. İonyalılar denizcilikte çok ilerlemişlerdi ve kılıç ticareti yaparlardı; o dönemde Khalkis, İtalya Yarımadası ve Sicilya’da kolonileşmeye öncülük ederken, adanın güneyindeki Eretria (İÖ 750- 700), Khalkidikia (bugün Khalkidiki) olarak bilinen bölgede geniş çaplı bir koloni- leştirme hareketi başlattı. Korfu’yu ilk ko- lonileştirenler Eretriahlardı. Eretrialılar,
Korinthosiuların adaya gelişinden (İÖ y. 734) sonra Arnavutluk kıyılarına çekildiler. Khalkis alfabesi ve yörede yaşayan kabilenin adı olan Graecus sonradan Romalılar ve Batı Avrupalılarca kullanılmıştır. Grek adı da buradan gelir.
Khalkis ve Eretria arasında, İÖ y. 700’de başlayan çeşitli savaşlar, Eğriboz’un gelişmesini engelledi. Eğribozlular, anakaradaki ticari ayrıcalıklarını yitirince AtinalIlara karşı Boiotia ve Spartahlarla ittifak yapmak zorunda kaldılar. İÖ 506’da Atmalılar Khalkis’i ele geçirdiler ve kendi yurttaşlarını Lelantine Övasma yerleştirdiler. İÖ 490’da Pers hükümdarı I. Dareios (Büyük), güneydeki Karystos’u (bugün Kâristos) fethetti ve Eretria’yı yakıp yıktı. Buna karşılık Eğriboz, Delos Birliği’ne katıldı ve Perslere karşı büyük bir deniz zaferi kazanılmasında yardımcı oldu (İÖ 480). Ada, çok geçmeden Atina’nın egemenliğine girdi; buna karşı Eğribozlular, İÖ 446’da ve Pelopon- nesos Savaşı (İÖ 431-404) sırasında İÖ 411’de iki kez başkaldırdılar. İÖ 4. yüzyılın ikinci yarısında, kesintili, ama uzun ömürlü bir Eğriboz devletler birliği oluşturuldu. Roma egemenliği döneminde Khalkis zenginleşti. İS 14. yüzyılın sonunda, adanın tüm yönetimini Venedik ele geçirdi. 1470’te OsmanlIların işgal ettiği ada, 1830’da Yunanistan’a bağlandı.
Eğriboz’daki dağlarda hâlâ koyun ve büyükbaş hayvanlar için verimli otlaklar bulunur. Adanın adının da, “sığır bakımından zengin” anlamına gelen euboia’dan türetil- diği sanılır. Ama ormanlar ve otlaklar Osmanhlar döneminde uygulanan kötü tarım yöntemleri yüzünden epey zarar görmüştür. Antik Çağda, dağlardan Khalkis’in metal işçiliğinin ve ihracatının temeli olan demir ve bakır çıkartılırdı; bugün de mag- nezit ve nikel ihraç edilmektedir. Kimi ve Aliverion yakınında çıkartılan linyit, enerji şantrallarmda kullanılır. Kâristos, Roma İmparatorluğu döneminde de yapılarda kullanılan beyaz ve yeşil cipollino mermerini ihraç ederdi. Vadilerde üzüm, zeytin, sebze, meyve ve tahıl yetiştirilir. Sanayi pek gelişmemiştir. Nüfus yapısı çeşitlilik gösterir; güneyde, güneydoğusundaki Ândros Adasında olduğu gibi Arnavutlar yaşar; dağlık alanlarda Ulahlar vardır.